Kazasker Abdurrahman Efendi Camii

Kazasker Abdurrahman Efendi Camii

Fatih Çapa’da, Ördek Kasap Mahallesi, Millet Caddesi ile Selim Sabit Sokağı’nın kesiştiği köşede, Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi (Çapa Kız Muallim Mektebi-Darü’lmuallimmât)’nin karşısında yer almaktadır. Banisi, Kanuni devri kadıaskerlerinden, Amasyalı Ali Efendi’nin oğlu Abdurrahman Efendi’dir. Emir Buharî’nin damadı, Şeyh Mahmud’un damadı Abdullatif Efendi’nin kız kardeşi ile evlenen ve müderris olan Abdurrahman Efendi, 1546-47 yıllarında Bursa ve Edirne Mollası olmuş, 1551’de Rumeli kadıaskerliğine getirilmiştir. Bu görevinden azledilen Abdurrahman Efendi, 1562’de Mısır kadısı, 1566 Mekke kadısı olmuşsa da bu görevlerinden de azledilerek, 1573’te ikinci kez Rumeli Kadıaskerliği’ne getirilmiştir. İki yıl bu görevde kaldıktan sonra yine azledilen Abdurrahman Efendi, azlinden üç gün sonra vefat etmiştir. Zeki ve anlayışlı bir kişiliğe sahip olan Abdurrahman Efendi, Emir Buharî civarındaki mektebinde medfundur. Yenibahçe’de camii ve mektebi, Edirne ve Bursa’da da birer mescidi bulanan Abdurrahman Efendi’nin iki kitabı vardır.
1554-55 tarihinde inşa olunan cami Mimar Sinan’ın eseridir. Koca Sinan’ın kargir duvarlı ve ahşap çatılı camilerine güzel bir örnektir. Dikdörtgen planlı duvarlar, bir sıra küfeki taş ve üç sıra tuğla ile almaşık düzende inşa edilmiştir. Kurşun kaplamalı ahşap çatılı, tam ortada çatı altında gizlenen ahşap bir kubbesi olan, duvar ve pencereleri klasik Osmanlı üslubuna uygun olarak inşa edilmiştir. Cami; 23 Ağustos 1908 tarihinde meydana gelen ve İstanbul’un en büyük yangınlarından biri olan ve Çırçır Yangını olarak bilenen bu yangın Haliç’ten başlayıp Cerrahpaşa’ya kadar uzanan büyük bir yandındı. Bir kolunun da Topkapı-Çapa taraflarına uzandığı bu büyük yangında, Kadıasker Abdurrahman Efendi Camii de maalesef payını almıştır. Yangından geriye sadece caminin dört duvarı ve minare kaidesini oluşturan kâgir kısımları ayakta kalabilmiştir.
Abdurrahman Efendi Camii, yaklaşık 1950 yılına kadar zaman zaman keretse deposu olarak, zaman zaman boş bir vaziyette yıllarca yol kenarında durmuştur. Bu yıllarda İstanbul’daki boş, harap camii ve mescitleri bağış toplayarak ihya etmek amacıyla kurulan Türkiye Anıtlar Derneği ve çevredeki hayırsever halkın da desteğiyle bu önemli eserin yenileme çalışmalarına başlanmış, birkaç yıl süren gayretler neticesinde de camii ibadete açılmıştır.
Ancak çilesi dolmayan eser bu kez de 1957 yılında, açılmakta olan Millet Caddesi güzergâhı üzerinde kalacağı sanılarak yıkılmıştır. Oysa cami maalesef ne yola ne de caddeye herhangibir çıkıntı teşkil etmiyordu…
Bütün bunlardan tam 51 yıl sonra, Veysel Karani Hırka-i Şerif Camii Hizmet Vakfı tarafından Dr. Mimar Hamit Pilehvarian’a, orijinaline sadık kalma kaygısıyla çizdirilen ve İstanbul IV. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na sunulan projeler, kurulun 04.06.2008 tarih ve 2156 sayılı “Fatih Koruma Amaçlı İmar Planında “Dini Tesisler Alanı” camii lejantında kalan Kazasker Abdurrahman Efendi Camii’nin dört farklı döneme göre hazırlanmış restitüsyon projelerinin incelenmesi sonucunda rekonstriksüyon için yeterli veri bulunmadığının ve tam olarak özgün yerinde uygulama yapılamayacağının anlaşılması nedeniyle, camiye ait yeni mimari projenin uyun bulunduğuna, restitüsyon projelerinin belge olarak kabulüne” dair kararına istinaden caminin inşaatı 2008 yılında Hırka-i Şerif Vakfı tarafından başlatılmıştır. Sponsor Muhittin Cesur tarafından rahmetli eşi Kevser Cesur hayrına 2011 yılında tamamlanarak ihya edilen camii; kendisi için ayrılan arsa üzerine, Millet Caddesine bakan cephesi aslına uygun olarak klasik üslupta yani, 1 sıra taş üç sıra tuğladan almaşık düzende inşa edilmiştir. Kurşun kaplamalı çatısı içerisindeki ahşap kubbe günümüzde uygulanmamıştır. İç tavanı ahşap çıtalı olan caminin hanımlar mahfiline son cemaat mahallinden ahşap merdivenle çıkılmaktadır. Caminin minaresi yine Milet Caddesi cenahına denk düşen batı yönünde inşa edilmiştir. İki sıra pencere düzenine sahip olan camiinin alt sıra pencereleri lokma demirlikli, üst sıra pencereleri de alçı pencere tarzında revzenli yapılmıştır. Mihrabı oyma mermer işçiliği ile yapılan caminin, klasik üslupta tasarlanan minber ve vaaz kürsüsü Kahramanmaraş’ta ahşap oyma ustalarına yaptırılmıştır. Caminin kubbe yazısı ve kitabesi Hattat Hüseyin Kutlu’ya ait olup, kubbede Ayet’el Kürsi; kitabede ise aşağıdaki dörtlük yazılıdır:
Yapan mimarın ismi Mimar Sinan'dır dedi
Yaptıran kişi ise Abdurrahman'dır dedi
Muhyiddin Cesur şimdi yeniden yaptırırken
Zevcesine seslendi "HEY KEVSER HANIM" dedi
1432

Fotoğraf Galerileri

Kazasker Abdurrahman Efendi Camii