Miraç

Miraç



Sözlükte "yukarı çıkma vasıtası, merdiven” demektir. Terim olarak Hz. Peygamber’in göğe yükselişini ve Allah katına çıkışını ifade eder.

İslami kaynaklarda genellikle ele alındığı şekliyle mi’rac hadisesi iki safhada meydana gelmiştir. Resul-i Ekrem’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yaptığı yolculuğa isra, oradan göklere yükselmesine mi’rac denilmiştir.

Hadis kaynakları ile siyer ve delail kitaplarında isra ve mi’racla ilgili birçok rivayet mevcuttur. Buhari ve Müslim’de yer alan rivayetlerin ortak noktalarına göre olay şu şekilde cereyan etmiştir.

Bir gece Resulullah, Kabe’de Hicr veya Hatim denilen yerde iken – bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde - Cebrail (a.s.) geldi, göğsünü zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet koyup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis’e götürdü. Resul-i Ekrem Mescid-i Aksa’da iki rekat namaz kılıp dışarı çıktığında Cebrail biri süt, diğeri şarap dolu iki kap getirdi. Resulullah süt dolu kabı seçince Cebrail kendisine “fıtratı seçtin” dedi, ardından onu alıp dünya semasına yükseltti. Semaların her birinde sırasıyla Adem, İsa, Yusuf, İdris, Harun ve Musa peygamberlerle görüştü. Nihayet Beytülma’mur’un bulunduğu yedinci semada Hz. İbrahim’le buluştu. Sidretü’l-münteha denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah’ın huzuruna çıktı. Burada Cenab-ı Hak elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hz. Musa, elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah’tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hz. Peygamber’in huzur-i ilahiye müracaatı ve Hz. Musa ile diyaloğu devam etti.

Bir rivayete göre Resul-i Ekrem’e mi’racda Bakara surasinin son ayetleri indirilmiş ve Allah’a ortak koşmayanların affedileceği müjdesi verilmiştir.